Mehmet Rebii Özdemir

SAMSUN- Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi sakinlerinden birçoğunun avukatı olan Av. Yaşar Altürk konuyla ilgili olarak, şunları ifade etti. "Çarşamba'mızın Eğercili Mahallesinde kurulan Biokütle Enerji Santralinin yapımını üstlenen firma her gün basın açıklaması yaparak kamuoyunu yanıltmakta, gerçekleri halktan gizlemekte ve bilirkişi kurulunu etkilemeye çalışmaktadır. Halen yargılaması devam eden bir dava ile ilgili olarak her gün basın açıklaması veya kamuoyu duyurusu yapmak, adil yargılamayı etkileme suçunu oluşturmaktadır. Şirket yetkililerinin bu davranışı, etik kurallara aykırıdır, fırsatçılıktır! Bu itibarla bazı gerçekleri halkımızla paylaşmak gereği doğmuştur" dedi.

Çarşamba En Verimli Ovalarımızdan Birisidir.

Av. Yaşar Altürk; "Çarşamba ilçesi en verimli tarım arazilerine sahiptir. 12.12.2016 tarihli Bakanlar Kurulu kararına göre Büyük Ova Statüsü ile Koruma altına alınmıştır. Bu karar bizler için bir “kazanılmış haktır”. Kazanılmış hak niteliğindeki statünün hiç bir istisnası yoktur. En verimli tarım arazilerine sahip olan Eğercili Mahallesi, Büyük Ova Statüsü ile Koruma altında olduğu halde, Valilik ve Belediye işlemleri ile Bakanlar Kurulu kararı ihlal edilmiştir. Biokütle Enerji Santralı adı altında kurulan bir tesisle ilçemizin en verimli tarım toprakları zehirlenmeye başlanmıştır. Yüzlerce ton yerli ve ithal çöpün depolanması sırasında meydana gelecek pis kokular bütün çevreyi rahatsız edeceği gibi, çeşitli haşarat, kül ve zehirli dumanla çevre değerleri ve insan hayatı tehdit altında kalacaktır. Astım, KOAH, kanser ve birçok hastalığa neden olan bu santral nedeniyle İnsan sağlığı, hava kalitesi, çevre, toprak yapısı ve hayvancılık faaliyeti zarar göreceği için çevre katliamı yaşanmaktadır" şeklinde konuştu.

Santralin Bacasından Her Türlü Zehir Ovaya Yayılacak...

Çarşamba Eğercili halkının vekili Av. Altürk açıklamasına şöyle devam etti. "Santral bacasından çıkan kimyasallar arasında azot oksitler, kükürt dioksit ve partikül maddeler, dioksinler ve furanlar, formaldehit, benzen, kadmiyum, arsenik, krom ve kurşun gibi 79 farklı kirletici bulunmaktadır. Hatta kimyasal işlemden geçirilmiş odunların yakılınca daha fazla farklı kirletici ve daha yüksek oranda dioksin ve furan, ağır metal ve diğer bazı toksinlerin salınmasına yol açmaktadır. Bu kirleticiler de solunum ve kalp hastalıkları, kanser, doğum kusurları ve diğer sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Biyokütle enerji santralleri kurulmadan önce üniversitelerin, meslek odalarının teknik görüşü alınmalı; hatta yöre halkının uygun görüşü de referandumla tespit edilerek, Çevresel Etkiler Değerlendirilmelidir. Yöredeki meslek odalarına danışılmadan, ÇED Raporu alınmadan ve gerçekler halktan gizlenerek yapılacak hiçbir tesis yasaya, hukuka ve kamu yararına uygun değildir" diye açıklamada bulundu.

Çarşamba Büyük Ova Statüsü Bir Avuç Zengine Peşkeş Çekiliyor...

Av. Yaşar Altürk, açıklamasının sonunda şunları kaydetti. "Bakanlar Kurulu Kararları ile koruma altına alınan ve Yasalarla güvenceye kavuşturulan Çarşamba Büyük Ova Statüsü, her Çarşambalı için, her Samsunlu için kazanılmış hak niteliğindedir! Sırf birilerini daha çok zengin etmek için kazanılmış haklarımızı keyfi bir şekilde ortadan kaldıran uygulamalar, hukuki ve meşru değildir. Gerçekler halktan gizlenerek, Ankara’daki lüks otellerin lobilerinde tezgâhlanan haksız ve hukuka aykırı işlemler halkın vicdanında meşruluk kazanamaz! Aradan yıllar geçse de, bu tür işlemler asla meşru sayılmayacaktır. Bu sorun sadece Eğercili, Çarşamba veya Samsun’un sorunu değil, bütün Türkiye’nin ortak sorunudur. Hatta bu santralın yayacağı olumsuz etki nedeniyle 120 milyon insanın hayatı tehdit altında kaldığı için bu sorun, aynı zamanda insanlığın da ortak sorunudur. Sırf bir aile şirketini daha da zengin etme uğruna yaşanan bu çevre katliamına dur demek yurttaşlık görevi olduğu kadar, bir insanlık görevidir. Bu noktada hepimizi kapsayan bir ortak vicdana çok ihtiyaç var. Hiç bir ayrım yapmadan, hepimizin ortak olduğu kamu vicdanına çok ihtiyaç var. Yarın çok geç olabilir!  Çevre duyarlılığı gösteren halkımızı temsilen ve yöre köylülerinin avukatları sıfatıyla, ortak görüşümüzü yüksek kamuoyunun vicdanına saygı ile sunuyoruz" dedi.